Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıklayacağı Şubat ayı enflasyon verileri öncesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek katıldığı programda şu açıklamalarda bulundu:
KDV genel artışı olmayacak, kurumlar vergisi genel artışı olmayacak, gelir vergisi oranlarında genel bir artış olmayacak, MTV'ye ilişkin yeni bir düzenlemeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik.
Gelecek seneden itibaren de bütçe açığını kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 3'ün altına çekeceğiz.
Bütçe açığını öngördüğümüz program hedefinin çok altına çekmek için yoğun bir çaba içinde olacağız.
Maliye ayağında dezenflasyona çok net destek olacağız.
Kamuda taşıtlar konusunda sadece yerli üretim ve elektrikli alabilirsin diyoruz, bir şartım var yeni araç istiyorsanız elinizdeki aracı satacaksınız.
Vatandaş bizden de tasarruf istiyor, vatandaş kamu harcamalarının kontrol altına alınmasını istiyor, vatandaş haklı.
Harcamalarda rasyonelleştirmeyi başlattık, kalem kalem gözden geçiriyoruz, biraz zaman alacak.
Spekülatif amaçlı bir sürü iddia ortaya konuluyor, bunların niyeti kötü, şu anda bizim gündemimizde kayıt dışı ile mücadele dışında ve bazı istisnaların verimli olup olmadığının gözden geçirilmesi dışında özel bir çalışmamız yok.
OVP'de bizim maliye politikası konusunda ortaya koyduğumuz vizyon neyse onu uygulayacağız.
Maliye politikası ayağında biz enflasyonu yükseltecek adım atmayacağız.
Kurda biz reel olarak herhangi bir değersizleşme öngörmüyoruz.
2024'te geçen yıl enflasyonu besleyen bir sürü geçici faktör ortadan kalkacak.
Önümüzdeki aylarda iç talepte ılımlı bir seyri net olarak göreceğiz.
Enflasyon Mart'tan itibaren yeni baştan yeni bir trende oturacak, bu trend bizim enflasyonu düşürme patikamızla uyumlu hale gelecek, ancak yıllık enflasyon baz etkisiyle bir süre daha yüksek kalacak.
Enflasyonda aylık bazda trendleri incelediğimiz zaman, Ocak ve belki bugün açıklanacak Şubat trend programla uyumlu.
Net ihracatın büyümeyi destekleyici noktaya geldiği bir yapı istiyoruz dedik, büyümede böyle bir dengelenme, enflasyonu ve cari açığı kalıcı şekilde aşağı çekmemizi sağlayacak temel koşuldur.
Bizim için özellikle uzun vadeli perspektif daha değerli.
Programın güven boyutu çok iyi çalıştı, risk primi de aynı şekilde.
Döviz dönüşümlü mevduatı da dikkate alırsanız aslında rezervlerdeki artış 60 milyar dolar civarındadır.
Risk priminin 700 civarından 300'e inmiş olması bence piyasanın programa inandığını gösteriyor.
Bir yıl ve daha kısa vadeli borcumuz kadar bir rezerv düzeyine ulaşmak istiyoruz.
Hedefimiz cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5'in altına çekmek, yani daha sürdürülebilir bir cari açık.
Biz programımızı uygulayacağız, başarılı bir şekilde uygulandığında lira itibar kazanacak, reel olarak değer kaybetmeyecektir.
Seçim sonrası yurt dışından çok ciddi kaynak girişi beklentisi var.
Şu an itibarıyla bizim ne Borsa'ya ne de başka bir alana piyasayı bozacak herhangi bir vergi düzenlemesi şu anda gündemimizde değil.
